Merhabalar,
2020 yılının son ayında, PMP sertifikası sınavının değişeceği bilgisi üzerine sınava girmeye karar verenlerdenim. Aslında online PMP Sertifikası sınavı hiç aklımda yoktu. Şahsen fiziksel sınav merkezlerinde kendimi daha güvende hissederim. Kurallar daha nettir, istediğim zaman danışabileceğim insanlar vardır etrafımda. Daha önemlisi ise çeşitli sınavlardan geçen bir neslin temsilcisi olarak, sınav heyecanını yaşamak, sınav merkezinin önünde beklemek tüm bu süreç hoşuma gider. Ancak malum Covid 19 salgınının da etkisiyle kendimi riske atmaktansa sınava online olarak başvurmanın daha uygun olacağı düşüncesi beni etkisi altına almaya başladı ve sonuç olarak tercihimi online PMP Sertifikası sınavından yana kullandım.
Sınava hazırlanmak için önümde tam 5 ayım vardı. Bu yüzden de takvimimi hiç sıkıştırmadım, konuları özümseyerek aceleye getirmeden kavradım. Sınava birçok adayın olduğundan daha hazırdım diyebilirim. Ancak bütün korkularım nedense sınavı geçememek, zorlanmak değil de online sınav esnasında yaşanabilecek aksiliklerle ilgiliydi. Belki de ben çok paranoyağım bilemiyorum. PMI internet sitesinde de online sınav hakkında detaylı bir soru cevap bölümü bulamadım açıkçası. Sistemi test ettim aslında ancak o esnada çalışıyor olması sınav esnasında da sorunsuz çalışacağını garantiye almıyordu.
Sınavdan önce internetimin gitme ihtimaline karşı acil durumda wifi paylaşım ağı kurabilmek için operatörümden 10 gb internet satın aldım. Telefon kullanmak yasak olduğundan bunu nasıl kullanacağımı da bilmiyordum aslında. Sınav günü geldiğinde, 2 gün önce bana iletilen elektronik postada yer alan bilgiyi kullanarak sınava check in yaptım. Bana iletilen dosyayı indirerek Pearsonvue programını çalıştırdım. Bu esnada bilgisayarımda açık bütün programları kapatmıştım tabi ki. Hatta arka planda çalışan programları da kapanmaya zorladım. Masamın üzerinde masa örtüsü bile bırakmadım. Hatta cep telefonumu da yan odaya koymuştum ama check in esnasında lazım olduğu için geri getirdim. Kendi fotoğrafımı, bulunduğum odanın fotoğrafını ve geçerli kimliğimin fotoğrafını çekerek check in sürecini tamamladım ve sınavın başlamasını beklemeye başladım.
Yaklaşık 10 dk'lık beklemenin ardından bir proctor bağlanarak benimle sanki bir Amerikan vatandaşı ile konuşuyormuşçasına İngilizce konuşmaya başladı. Yanlış anlamayın oldukça iyi İngilizcem vardır. Üstelik pratiğim de iyidir. Gel gör ki bu proctor karşısında TOEFL 100 üzeri İngilizcem dahi kar etmiyordu. Yaklaşık 3-4 what? sorusundan sonra Proctorun benden televizyonun fişini çekmemi istediğini fark ettim. Televizyonun fişini çekip, bilgisayar kamerası ile evimi proctora tanıttıktan sonra nefes bile alamadan sınavımı başlattı. Tabi ben öyle istedim burada suç biraz da bende.
Sınav başladı. Sorular beklediğimden biraz daha kısaydı. Ancak, okuma kısmı az olmasına rağmen süre olarak deneme sınavlarında daha hızlıydım. Karar verme aşamasında biraz daha fazla düşündürüyordu diyebilirim. ilk 90 süreyi yaklaşık 100 dakikada tamamladıktan sonra sistem mola isteyip istemediğimi sordu. Mola süresi sınavdan düşülmüyor ve mola aldıktan sonra eski cevapladığınız sorulara dönüş yapmanız mümkün olmuyor. Bir nevi sınav iki oturuma ayrılmış gibi düşünebilirsiniz. Moladan döndükten sonra sınavıma başlamak istediğimde proctor'um beni göremediğini belirtti. Bu sorunu çözmek için 15 dk boyunca iletişim kurduk programı yeniden yükledim ancak sorun giderilemedi. Proctor bu sorunu not aldı ve bildireceğini iletti. Sürecin nasıl işleyeceğini sorduğumda bilgi vermekten kaçındı. Dünyalar başıma yıkılmıştı.
Neyse ki PMI, sınavımda yaşadığım aksaklığın benden kaynaklanmadığına kanaat getirerek bir sınav hakkı daha tanıdı. İkinci sınavda daha tecrübeliydim. İlk sınav benim için 90 soruluk bir deneme sınavı oldu diyebilirim. Ancak tabi ki tüm sınav boyunca her an sistem gidecek endişesi içinde olmam tüm sürecin negatif yanıydı. İkinci sınavımda ara vermedim. Su bile içmedim tuvalete gitmemek için. Kaynak yönetimi bilgi alanından çok fazla soru çıktığını hatırlıyorum sadece. Sınavı tamamladım ve başarılı olduğuma dair metin ekranda belirdi. Sevindim ama emin olamıyordum. 15 dakika o ekran karşımda next tuşuna basmaya cesaret edemedim. Sınavı tamamladığımda ise geçtiğime dair elimde hiçbir kanıt yoktu. İçimi bir şüphe kemirip durdu. Sonuçta sınavın sonunda proctor bağlanıp her şeyin yolunda gittiğini teyit eder diye düşünmüştüm. Ancak öyle olmadı. 1 günlük heyecanlı bir bekleyişin ardından PMI'dan elektronik posta geldiğinde emin oldum sınavı geçtiğimden.
Sınava giren diğer arkadaşlarımdan hiçbiri bu tür problemler yaşamamış. Bu biraz benim şansım oldu diyebilirim. Yine de sonuç mükemmel oldu ve bir yandan da online sınavda yaşanabilen problemlerin çözümsüz olmadığını, bağlantıda problem çıktı diye sınav hakkınızın öylece yanmadığını teyit etmiş oldum. Artık PMP sertifikası sahibi olduğuma göre, diğer kişisel gelişim opsiyonlarını araştırmaya başladım bile. Bu sertifika sınavına hazırlanan herkese ise başarılar diyiyorum.
Mehmet A. İstanbul
